SEO’nun Kısa Tarihi
Sadece çeyrek yüzyıl sonra SEO, tek hücreli bir yapıdan, yaşayan, nefes alan ve değer yaratan bir sisteme evrildi. Bugün SEO sayesinde jenerasyonlar boyu üretilen bilgi hedeflenen kesim tarafından kolaylıkla bulunabiliyor.
İlk Yaşam İzleri (1991-2002)
6 Ağustos 1991’de Tim Berners-Lee dünyanın ilk websitesini yayına soktu. Zaman içerisinde bu siteye yenileri eklendi ancak bizim bildiğimiz gibi bir optimizasyona sahip değillerdi.
İnternet siteleri oluşmaya başladıkça Excite gibi platformlar oluşmaya ve bilgiye ulaşma şeklimizi kökünden değiştirecek adımlar atmaya başladılar. Bunlar olurken sene 1993’tü. Excite, siteler içerisindeki anahtar kelimeleri arıyor ve sonuçları size getiriyordu.
Çok kısa bir süre sonra Yahoo (1994) ve Google (1997) gibi şirketler sahneye çıktı ve bilgi işleme ve ulaştırmaya başladılar. SEO’nun bu ilkel çağında her yol mübahtı. Kimse size yanlış anahtar kelime kullanmışsın ya da fazla anahtar kelime kullanmışsın demezdi. Algoritmaların geliştirilmeleri genelde birkaç ay sürerdi ki bu da uygulamalarınızın aylar boyu kalıcı olmasını sağlıyordu.
İlk Yıllar (2003-2005)
İlk yıllarda Google piyasayı domine etti ve backlink uygulaması zayıf olan siteleri cezalandırmaya başladı. Böylece SEO uygulamasına birçok yenilik geldi. Yine bu dönemde, kullanıcının geçmişine göre sonuçlar çıkarmak da bu dönemde başladı. Bölgesel aramalar ve bölgesel SEO sonuç olarak kullanıcıların kendi bölgelerinde aradıklarını bulmalarına, haritaların gelişmesine ve mobil sonuçlara ön ayak oldu.
Orta Yıllar (2006-2009)
Kullanıcıların arama yaparken kullandıkları yeni trendler bu çağı şekillendirdi. Google’ın Universal Search uygulaması ile daha ilgi çekici hale geldi. Haberler, görseller, videolar, tweetler ile daha çok kullanıcı temelli sonuçlar elde edilmeye başlandı.
2008 yılında, kullanıcılara internet geçmişleri üzerindne daha etkin sonuçlar gösteren Google Suggest tanıtıldı. Bu uygulama daha sonrasında Google Trends, Google Analytics gibi anahtar kelime araçlarını ortaya çıkardı ve arama daha kişisel bir hale geldi.
Bu SEO yaklaşımı daha kişisel bir Internet ortaya koydu. Pazarlamacılar da kendi aramalarını ön plana çıkaracak daha aktif ve görsellere sahip içerikler ortaya koymaya başlandı.
Aydınlanma (2010-2012)
SEO’da büyük bir değişiklik meydana geldi. Bu yeni uygulamayla birlikte kaliteli içeriklerle üst sıralara yerleşmeye başladılar.
Kapsamlı güncellemelerle birlikte daha kaliteli ve anahtar kelimelere yoğunlaşan içerikler ön plana çıkarılmaya başlandı. Bu kriterleri göz ardı eden liderler, çok geçmeden kendilerini alt sıralarda buldular. Bu da tarihe düşülen güzel örneklerden biri oldu.
Gelişen seçeneklerle birlikte kullanıcılar arasında hedeflenen kişilere ulaşmak daha da kolaylaştı. Bu da arama motoru sayfalarının kullanıcılara daha kişiselleşmiş sonuçlar çıkarmasına önayak oldu. Bu kişiselleşmiş SEO uygulaması, yeni reklam alanları da doğurdu.
Başarılı bir web sitesi optimizasyonu yapmak için pazarlamacılar değerli ve paylaşılabilir, kullanıcı merkezli içerikler üretmeye başladılar. Sosyal Medya ve paylaşımlar sayesinde de sitelere kuvvetli backlinkler sağlandı. Bu trendler şu an bildiğimiz anlamda Internet’i de oluşturdu.
Modern Çağ (2013- Günümüz)
Şu anda kendimizi bir yol ayrımında görüyoruz. Arama motorları gizliliğe önem mi verecek yoksa kişiselleşmeye mi gidecekler. Şu da bir gerçek ki lider kuruluşlar daha kişisel sonuçlar için gizliliği bir kenara bırakıyorlar.
Google gibi firmalar, arama geçmişi, yer ve kullanılan cihaza göre özel sonuçlar çıkarıyor. Bu çağ beraberinde mobil ve yerel aramalarda eksiklikler olduğunu gözler önüne serdi. Mobil aramların Google’da kaybolduğunu burada anladık
Gelecek
Şüphesiz ki SEO uygulamasının daha özel bir hal alacağını söylemek yanlış olmaz. Buna ek olarak daha kaliteli ve özel içerikler göreceğimizden de emin olabiliriz.
Internet daha kişiselleştirilmiş ve anında tatmin eden bir yer hale evriliyor. Belki de SEO hakkında yapılabilecek en iyi şey, keskin kenarlı olmamaktır. Son 25 yılda gerçekleşen gelişmeler bize bunu öğretiyor. En önemlisi de yaşayan bu organizmaya ayak uydurmak gibi görünmektedir.